FEN VE TEKNOLOJİ OKULLARI
  7.Sınıf
 

7.Sınıf 1.Unite


Sabah erkenden uyandım. Elimi, yüzümü yıkadım ve dişlerimi fırçaladım. Mutfağa girdiğimde bizimkiler kahvaltı için beni bekliyorlardı. Mutfak mis gibi kızarmış ekmek kokuyordu. Sütümü içmek için bardağı elime aldığımda bardağın çok sıcak olduğunu fark ettim ve elimi hızla geri çektim. Kahvaltımı tamamlayarak tuvalete gittim. Okula gitmek için hazırlandım ve evden çıktım. Bugün de her gün oynadığım sessizlik oyununa başladım. Annemin, babamın, kuşların, arabaların sesini duymadım. Kapıda beni bekleyen arkadaşıma işaret dilimizi kullanarak “Günaydın” dedim. Evet, ben bir işitme engelliyim. Sa¤l›k sorunumla yaşamayı öğrendim. ‹şitme engelliler okulunda eğitimime devam ediyorum. Ben de eğitimimi tamamlayarak herkes gibi bir meslek sahibi olmak istiyorum.
Yukarıda Özlem adlı bir arkadaşımızın güne başlarken yaşadıkları
anlatılmaktadır. Aşağıdaki soruları metinden yararlanarak cevaplayalım. Cevaplarımızı
arkadaşlarımızla tartışalım.
— Özlem, evden çıkıncaya kadar gerçekleştirdiği olaylarda hangi organ veya sistemlerini
kullanmıştır?
— Özlem’in sa¤l›k sorunu onun hayata bakış açısını nasıl etkilemiştir? Bunu metindeki hangi
ifadelerden anlayabiliriz?
— Toplumumuzda çeitli sa¤l›k sorunlar› yaayan birçok insan vard›r. Bu kiilerin yaad›klar›
sa¤l›k sorunlar›ndan hangilerini biliyorsunuz? Örnekler verelim.
— Sa¤l›k sorunlar›yla birlikte toplumda görevlerini devam ettiren bireylere nas›l
davranmam›z gerekir?
Bu ünitede sindirim, boalt›m, denetleyici ve düzenleyici sistemlerimiz ile duyu
organlar›m›z›n vücudumuzdaki görevlerini nas›l gerçekletirdiklerini ö¤renece¤iz.
Ayr›ca vücudumuzdaki sistemlerin sa¤l›¤›n› korumak için yapmam›z gerekenleri ve
sa¤l›k sorunlar›m›z›n giderilmesi için kullan›lan teknolojik gelimelerin neler oldu¤unu
da yine bu ünitede arat›r›p öğreneceğiz.

P›nar itahla sandviçinden kocaman bir parça
›s›rd›. Öyle anla›l›yor ki P›nar’›n en sevdi¤i yiyecek
sandviç. Peki sizin en sevdi¤iniz yiyecek hangisi?
Acaba niçin yemek yeriz? Sadece ac›kt›¤›m›z için mi?
Bir yiyecek yenildikten sonra vücudumuzda ne gibi değişikliklere uğrar? Peki,
vücudumuz yiyecekleri kullanabilecek hâle nas›l getirir?
Sindirim sistemimizi oluşturan organlar›n neler oldu¤unu biliyor musunuz? Sindirim sistemi ile ilgili bildiğimiz sa¤l›k sorunlar›na örnekler verelim. Sindirim sistemimizin
sağlığını korumam›z için neler yapmam›z gerekti¤ini söyleyebilir misiniz?
‹te bu konuda sindirim sistemimizi oluşturan yapı ve organların›n görevlerini ve sindirim sistemimizin sağlığını olumlu ve olumsuz etkileyecek etkenlerin neler olduğunu
öğreneceğiz.
Yedi¤imiz bir bisküvi ancak on iki saat içerisinde tam olarak sindirilir. Is›rd›¤›m›z bir
parça bisküvi vücudumuzda nas›l bir de¤iimden geçer? Gelin bu de¤iimlerin neler
oldu¤unu aa¤›daki etkinli¤i yaparak bulmaya çal›al›m.
Vücudumuz besin maddelerini yediğimiz şekilde kullanabilir mi? Besinlerin vücudumuza yararlı hâle gelebilmesi için değişime uğraması gerekir. Yapt›¤›m›z etkinlikten yararlanarak yedi¤imiz besinleri vücudumuzda nas›l bir de¤iim geçirdi¤ini söyleyebilir misiniz? Besin maddelerinin içeriklerine göre karbonhidrat, ya¤, protein, vitamin, su ve mineraller olarak grupland›r›ld›¤›n› biliyoruz. Besin içerikleri büyük moleküllerdir. Büyük moleküllü besin içeriklerinin hücrelerimizin kullanabilece¤i kadar küçük moleküllere parçalanmas› gerekir. Yedi¤imiz besinler hücrelerimize geçebilecek duruma sindirim ilemi sonucunda gelir. Sindirim büyük moleküllü besin içeriklerinin hücrelerimizin kullanabileceği kadar küçük moleküllere dönüştürülmesidir. Öyleyse vücudumuzda sindirim nas›l gerçekleir? Besinlerin hücrelerimiz tarafından kullanılabilecek kadar küçük parçalar bölerek kana geçişini sağlamak sindirim sisteminin görevidir.
Sindirim çi¤nemeyle balar. Besinlerin çi¤neme ve kas hareketleriyle küçük parçalara ayr›lmas› mekanik sindirimdir. Besinlerin enzim ad› verilen baz› salg›lar yard›m›yla parçalanmas›na ise kimyasal sindirim denir. Peki, besinlerin sindirim sistemimizin hangi bölümlerinde mekanik, hangi bölümlerinde kimyasal sindirime u¤rad›¤›n› söyleyebiliriz?
Sindirim Sistemimizi Oluşturan Yapı ve Organlar
Aşağıdaki ekli inceleyerek sindirim sistemimizi oluşturan yapı ve organların neler
olduğunu ve bunlar›n görevlerini belirleyelim.
 Ağız: Besinlerin mekanik  sindirimi çiğneme ile gerçekleşir. Karbonhidratlar kimyasalsindirimi ise tükürükçerisinde bulunan enzimler sayesinde başlar.
Yutak: Besinlerin ağızdan yemek borusuna iletilmesini sağlar
Yemek Borusu: Besinleriyapısında bulunan kaslaryardımıyla mideye iletir.
Mide: Besinlerin mekaniksindirimi, midenin kasılıpgevşeme hareketi iledevam eder. Kimyasalsindirim ise mide öz suyuiçinde bulunan mide asidive enzimler tarafındangerçekleştirilir. Böylece,besinler parçalanarak
küçük moleküller hâlinegetirilmiş olur. Proteinlerinsindirimi midede başlar.

İnce Bağırsak: Yağlarınkimyasal sindirimi buradabaşlar. ‹nce bağırsağagelen pankreasöz suyu ileyağların, karbonhidratlarınve proteinlerin sindirimi amamlanır. B esinler
ince bağırsakta en küçükm oleküllerine kadarparçalanır. Bu moleküllerinince bağırsaktan kana amarlarına geçmesiolayına emilim adı verilir.‹nce bağırsak, sindirimsistemimizin en uzunbölümüdür.
Kalın Bağırsak: Besinler içerisinde kalan su, kalınbağırsak tarafından emilir.Atıkmaddeler ise sindirim sisteminin son bölümü olan anüse gönderilir
Anüs: Besin maddelerininvücudumuz tarafından kulla-nılamayan bölümü anüsyoluyla atık madde olarakvücuttan uzaklaştırılır

Peki, besinlerin sindirimde görevli hangi organlarda mekanik, hangi organlarda
kimyasal sindirime u¤rad›¤›n› söyleyebilir misiniz?
Sindirime Yardımcı Organlar
Karaci¤er ve pankreas sindirime yard›mc› organlard›r. Bu organlar ürettikleri safra
salgısı ve pankreas öz suyunu besin içeriklerinin sindirimini tamamlamak üzere birer
kanalla ince bağırsağa aktar›r.
Pankreas: Pankreas özsuyunu salgılar. Pankreasöz suyu proteinlerin, karbonhidratların ve yağlarınkimyasal sindirimini gerçekleştiren enzimler içerir
Karaciğer: Safra adı verilen bir salgı üretir. Safra salgısıbir kanal yoluyla, yağların
kimyasal sindirimini ger-çekleştirmek üzere incebağırsağa gönderilir.

Sindirimde Enzimlerin Besin ‹çeriklerine Etkisi
Enzimler, büyük moleküllü besin içeriklerini küçük
moleküllere dönütürür. Yandaki emada sindirim
sistemimizde besin içeriklerinin kimyasal sindirim s›ras›nda
geçirdikleri de¤iim görülmektedir. emay› inceleyerek
aa¤›daki sorular› cevaplayal›m.
1. Besin içeriklerinin her biri sindirim s›ras›nda nas›l bir
de¤iime u¤rar?
2. Besin içerikleri hangi organlardan kana geçer?Sindirime U¤rayan Besin ‹çeriklerinin Ba¤›rsaklardan Kana Geçi.i
A.a¤›daki .emada sindirime u¤rayan besinlerin ba¤›rsaklardan kana, kandan da vücut
hücrelerine geçi.i görülmektedir. Besin içeriklerinin hangilerinin ince ba¤›rsak hangilerinin
kal›n ba¤›rsaktan kana geçti¤ini söyleyebilir misiniz?Enzimler, büyük moleküllü besin içeriklerini küçük
moleküllere dönütürür.
Peki, hücrelerimize kadar ta›nan bu besin içeriklerinin vücudumuzda hangi olaylar
için kullan›ld›¤›n› biliyor musunuz? Vücudumuz milyonlarca hücreden olumutur ve
her bir hücrenin besine ihtiyac› vard›r. Sindirilen besin içerikleri hücrelerimiz tarafından
vücudumuza gerekli olan enerjiyi üretmek için, yapım-onarım için ve düzenleyici olarak
kullanılır.
Sindirime U¤rayan Besin ‹çeriklerinin Ba¤›rsaklardan Kana Geçii
Aa¤›daki emada sindirime u¤rayan besinlerin ba¤›rsaklardan kana, kandan da vücut
hücrelerine geçii görülmektedir. Besin içeriklerinin hangilerinin ince ba¤›rsak hangilerinin
kal›n ba¤›rsaktan kana geçti¤ini söyleyebilir misiniz?
a¤›z
mide
karaci¤er pankreas
ince
ba¤›rsak
kal›n
ba¤›rsak
tükürük
bezi
Enzimler, büyük moleküllü besin içeriklerini küçük
moleküllere dönütürür. Yandaki emada sindirim
sistemimizde besin içeriklerinin kimyasal sindirim s›ras›nda
geçirdikleri de¤iim görülmektedir. emay› inceleyerek
aa¤›daki sorular› cevaplayal›m.
1. Besin içeriklerinin her biri sindirim s›ras›nda nas›l bir
de¤iime u¤rar?
2. Besin içerikleri hangi organlardan kana geçer?
22
Arat›ral›m, Haz›rlanal›m
Dedektif Gastro’nun stresli bir hayatı vardır. Kahvaltıda simit yemeyi tercih eden dedektifimiz, öğlenleri açlığını bastırmak için ayaküstü bir şeyler atıştırır. Akşamları ise sindirimi zor olan ağır ve yağlı yiyecekleri tercih ettiği için televizyonun karşısında uyuyakalır. ‹ş arkadaşları, onu spor yapmaya çağırdıklarında, hemen bir mazeret uydurur. Elinden hiç düşürmediği bir fincan kahvesini de unutmamak gerekir.
Dedektif Gastro son zamanlarda artan mide ağrıları ve hazımsızlık sebebiyle hastaneye gitmeye karar verir. Bu sorununu çözmek için sorgulayıcı ve arat›r›c› özelliğini kullanarak aşağıdaki sorulara cevap aramaya başlar.
- Rahatsızlığım ne olabilir?
- Rahatsızlığım için hastanenin hangi bölümüne gitmeliyim?
- Rahatsızlanmama beslenme alışkanlıklarımdaki ve yaşam tarzımdaki hangi özellikler yol açmış olabilir?
- Bu şekilde yaşamaya devam edersem ileride ne tür rahatsızlıklarla karşılaşabilirim?
- Sağlığımı korumak için hayatımda neleri değiştirmeliyim?
Dedektif Gastro’ya, bu soruların cevaplarını bulabilmesi için yardım edelim. Dedektifimizin sizin için aşağıya bıraktığı ipucunda, sindirim sistemi hastalıklarının isimleri saklıdır. ‹pucu içinde gizlenmiş hastalık isimlerini bulalım. Gruplar oluşturarak bu hastalıklardan iki tanesini seçelim. Seçtiğimiz hastalığın özellikleri hakkında araştırma yapalım. Araştırma sonuçlarımızı arkadaşlarımıza sunalım.
Şifre: AECGASTR‹TCDGAZŞ‹ŞK‹NL‹Ğ‹FVLHIÇKIRIKKDR‹SHALÜYKABIZLIKGÜZDKARINAĞRISIZGRKUSMALFBKM‹DEYANMASIMSTÖFREFLÜKBRASAFRAKESES‹Ş‹KÂYETLER‹NHLSNR
Doğru Beslenmeyi Öğrenmek: Dengeli ve yeterli beslenmemiz gerekti¤ini uzmanlardan ve büyüklerimizden s›kça duyar›z. Dengeli ve yeterli beslenmek niçin bu kadar önemlidir? Vücudumuzun günlük enerji gereksinimini kar›lamak, büyümemiz ve gelimemizin sa¤l›kl› olabilmesi için dengeli ve yeterli beslenmemiz gerekir. Yemek yemek temel ihtiyaçlarımızdandır. Ancak vücudumuz besinlerin ihtiyacımızdan fazla olan kısmını harcayamaz ve bunları yağa dönüştürerek depolar. Depolanan yağlar ise zamanla şişmanlığa sebep olur.
Dengeli ve yeterli beslenme besin içerikleri olan protein, karbonhidrat, yağ, vitamin, mineral ve suyun, ihtiyacımızı karşılayacak oranda ve birlikte alınmasıdır. Stres ile dengesiz ve yetersiz beslenme sindirim sistemi sağlığını olumsuz etkileyen faktörlerdendir. Lifli besinleri tüketmek ve dengeli ve yeterli beslenmek ise sindirim sisteminin sağlığını olumlu etkiler.
Sindirim sistemimizin sağlığını korumak için:
• Çok sıcak ve çok soğuk şeyler yiyip içmemeliyiz.
• Lokmaları iyice çiğnemeli ve yavaş yemeliyiz.
• Sofradan tam olarak doymadan kalkmalıyız.
• Yemek sırasında ve yemekten sonra fazla su içmemeliyiz.
• Yemekten sonra bir saat kadar istirahat etmeliyiz.
• Yemeğe çiğ salata veya taze meyve ile başlamalıyız.
• Kafeinli ve asitli içeceklerden uzak durmalıyız.
Sindirim Sistemimizin Sağlığını Korumak
Sindirim sistemimizin sa¤l›¤›n› korumak büyümemiz ve gelimemiz için çok önemlidir. Peki, sindirim sistemimizin sa¤l›¤›n› korumak için neler yapmam›z gerekir?
Alkolden ve Sigaradan Uzak Durmak: Alkol, midenin iç yüzeyini örten tabakayı tahriş ederek gastrite ve kusmaya yol açabilir. Midenin üst bölümüyle yemek borusunun alt bölümünde küçük yırtıklara sebep olabilir. Alkolün uzun süre kullanılması özellikle B vitaminlerinin ve diğer besinlerin emilimini engelleyebilir. Ayrıca yüksek miktarda tüketilen alkol, karaciğer için önemli bir tehdit oluşturur. Sigara içme alışkanlığı da benzer sorunlara yol açar.
Sindirim sistemimiz yediğimiz besinlerin sindirilmesini ve bu besinlerin ince bağırsak tarafından emilerek kanımıza geçmesini sağlar. Sindirim sonucu oluşan küçük moleküller dolaşım sistemimiz aracılığıyla hücrelerimize kadar taşınır. Vücudumuz besin içeriklerini enerji üretmek, yapım ve onarımını gerçekleştirmek ve faaliyetlerini düzenlemek için kullanır. Vücudumuz bu önemli görevlerini gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğu besin içeriklerini besin gruplarından sağlar. Aşağıdaki metni okuyarak besin gruplarının yeterli ve dengeli bir şekilde tüketilmesinin vücudumuz ve sindirim sistemimizin sağlığı için önemini kavrayalım.
9
19. s
DENGEL‹ VE YETERL‹ BESLENMEN‹N ÖNEM‹
Sağlık Bakanlığı ve Hacettepe Üniversitesi, vatan-daşlarımızın beslenme konusunda bilinçlenmelerine katkıda bulunmak amacıyla “Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi”ni hazırlamıştır. Rehberde, her gün alınması gereken temel besinler, yandaki dört yapraklı yonca şekli üzerinde gösterilmiştir. Yoncanın her bir yaprağı bir besin grubunu göstermektedir.
Her bir besin grubu ve bunların vücudumuz için önemi aşağıda belirtilmiştir.
SÜT GRUBU
Süt yoğurt, peynir ve süt tozu gibi sütten yapılan besinlerdir. Bu besinler kalsiyum minerali ve yağ içerir. Yetişkinlerin günde iki, çocukların ve gençlerin ise üç-dört porsiyon süt ve süt ürünü tüketmeleri gerekir. (Bir orta boy su bardağı süt veya yoğurt ile iki kibrit kutusu büyüklüğündeki peynir bir porsiyondur.)
Vücudumuz ‹çin Önemi
• Süt ürünlerinde bulunan kalsiyum, kemiklerimizin ve dişlerimizin sağlıklı gelişmesini sağlar.
• Hücrelerimizin çalışmasında önemli rol oynar.
• Yoğurt yemek ve tuzlu ayran içmek, ishal tedavisinde hayati önem taşır.
ET, YUMURTA VE KURUBAKLAG‹L GRUBU
Et, tavuk, balık, yumurta, kuru fasulye, nohut, mercimek, ceviz, fındık, fıstık gibi yağlı tohumlu besinler bu grupta yer alır. Bu besinler protein, mineral, vitamin, yağ ve karbonhidrat içerir. Et, yumurta ve kurubaklagil grubundan günde iki porsiyon alınmalıdır. Bu besinlerin her gün tüketilmesi gereken miktarları şöyledir:
- Et, tavuk, balık vb. 50-60 g (iki ızgara köfte kadar)
- Kurubaklagiller 90 g (bir çay bardağının alabileceği kadar)
- Yumurta haftada üç-dört adet

Vücudumuz ‹çin Önemi
• Büyümeyi ve gelişmeyi sağlar.
• Hücrelerimizin yenilenmesini ve dokularımızın onarımını sağlar.
• Kan yapımında görevli önemli besin içeriklerini sağlar.
• Sinir ve sindirim sistemlerimiz ile derimizin sağlığında görev alan besin içerikleri en çok bu grupta bulunur.
• Hastalıklara karşı direncimizi artıran besin içeriklerini sağlar.
• Özellikle protein ihtiyacının arttığı bebeklik ve çocukluk dönemlerinde, bu gruptaki besin içeriklerinin alınması önemlidir.
SEBZE VE MEYVE GRUBU
Bitkilerin yenebilen her türlü kısmı, sebze ve meyve grubu altında toplanır. Sebze ve meyvelerin içeriklerinin önemli bir kısmın› su oluturmaktad›r. Bunun yanında mineral ve vitamin bakımından zengindir. Sebze ve meyve günde en az beş porsiyon (Bir orta boy elma, muz, portakal veya iki fincan pişmiş sebze bir porsiyondur.) sebze ve meyve tüketmemiz gerekir.
Vücudumuz ‹çin Önemi
• Hücrelerimizin yenilenmesini ve dokularımızın onarımını sağlar.
• Büyümemize ve gelişmemize yardım eder.
• Deri ve göz sağlığımız için önemlidir.
• Diş ve diş eti sağlığımızı korur.
• Hastalıklara karşı direncimizi artırır.
• Kalp-damar hastalıklarının ve bazı kanser türlerinin oluşma ihtimalini azaltır.
• Bağırsaklarımızın düzenli çalışmasına yardımcı olur.
• Vücuda zararlı maddelerin vücuttan atılmasına yardımcı olur.
EKMEK VE TAHIL GRUBU
Buğday, pirinç, mısır, çavdar ve yulaf gibi tahıllar ve bunlardan yapılan ürünler bu grup içinde yer alır. Bu besinler vitamin, mineral, protein, yağ ve karbonhidrat içerir. Tahıl ürünleri günde altı porsiyon tüketilebilir. (Bir dilim ekmek veya dört yemek kaşığı pilav bir porsiyondur.)
Vücudumuz ‹çin Önemi
• Vücudumuzun enerji kaynağıdır.
• Çavdar ve yulaf gibi lif içeriği yüksek olan besinlerin tüketimi, bağırsaklarımızın düzenli çalışmasını sağlar.
Yeterli ve dengeli beslenebilmek için dört farklı besin grubundaki bu yiyeceklerden her gün yeteri kadar tüketmeliyiz. Besin gruplarında yer alan herhangi bir besin içeriğinin yetersiz alınması durumunda, vücutta o besin içeriğinin görevi yerine getirilemez. Bunun sonucunda da vücudun çalışması aksar ve bazı hastalıklar ortaya çıkar.
Boalt›m Sistemimiz Vücudumuzdan Atıkları Uzaklatırı
Türkiye’de her yıl yaklaşık
3.000 kişi kronik böbrek yetmez-
liği hastalığına yakalanıyor. Ül-
kemizdeki böbrek yetmezliği
hastalarının toplam sayısının ise
30.000 olduğu bilinmektedir. Bu
hastalar genellikle 20–40 yaşları
arasındadır.
Böbrek yetmezliği olan hastaların
vücutlarında, böbrekler vasıtasıyla
süzülmesi gereken idrarın bir
kısmı kana karışır. Böbrekleri
çalışmayan ya da yetersiz çalışan
bu hastalar için diyaliz veya
böbrek nakli tedavisi uygulanır.
Bu hastalar, yeterli sayıda
organ nakli yapılamadığından
böbreklerin görevini yerine getiren
diyaliz cihazlarına bağlanır. Ancak diyaliz cihazına bağlanmak geçici bir çözümdür. Bu
tedavi ile hastalar tam olarak iyileşememekte, sadece kanlarının süzülerek temizlenmesi sağlanmaktadır.
Böbrek yetmezliği hastalığının tam olarak tedavi edilebilmesi için böbrek nakli yapılması gerekmektedir. Ancak “böbrek nakli olabilmek umuduyla” hayatlarını sürdürmeye çalışan
bu hastalardan yılda yakla›k 600’ü bu imkâna kavuşuyor.
Aşağıdaki soruları, yukarıdaki metni dikkate alarak tartışalım:
• Çevremizde böbrek yetmezliği hastası var mı? Böbrek yetmezliği bu hastaların günlük hayatlarını nasıl etkiliyor?
• Diyaliz cihazı, böbrek yetmezliği tedavisinde hangi amaçla kullanılıyor olabilir?
• Böbreklerimizin vücudumuzdaki görevi ve önemi hakkında ne söyleyebiliriz?
• Böbrek nakli, böbrek yetmezliği hastalarının hayatları açısından nasıl bir öneme
sahiptir?
• Böbrek yetmezliği hastaları için, teknolojik gelişmelere de bağlı olarak başka hangi tedavi yöntemleri geliştirilebilir?
Sindirim sistemimizin büyük moleküllü besin içeriklerinin hücrelerimizin kullanabilece¤i kadar küçük moleküllere parçalad›¤›n› ö¤rendik. Bu besin içeriklerinin hücrelerimize kadar kanımızla taşındığını biliyoruz. Vücudumuz için gerekli besin içerikleri, enerji üretimi için, yapım-onarım için ve düzenleyici olarak kullanılır. Bu sırada vücudumuza zararlı olan ve vücudumuzdan uzaklaştırılması gereken bazı atık maddeler de oluşur. Oluşan atık maddeler vücudumuzdan boşaltımda görevli yapı ve organlar tarafından uzaklaştırılır.
Aşağıdaki etkinliği yaparak bu atık maddeleri ve bunların vücudumuzdan nasıl uzaklaştır›ldığını keşfedelim.

Deri
Vücudumuzdan suyun ve tuzun fazlasını terleme yoluyla d›ar› atar.
Akciğerler
Kan içindeki karbon dioksiti ve suyu soluk verme esnasında vücut dışına atar.
Karaciğer
Proteinlerin sindirilmesi sonucunda oluşan zehirli bir maddeyi, daha az zararlı olan üreye dönüştürür.
Kalın bağırsak
Su, safra ve besin atıklarının dışkı şeklinde vücuttan atılmasını sağlar.
Böbrekler
Kan içindeki zararlı atıkları ve üreyi süzerek idrar şeklinde vücuttan uzaklaştırır.

Üre ve karbon dioksit ile suyun ve tuzun fazlas› vücudumuzdan uzaklat›r›lmas› gereken at›k maddelerdir. E¤er bu at›k maddeler vücudumuzdan uzaklat›r›lmad›klar› takdirde zehirleyici olabilir. Bunun sonucu olarak vücudumuz görevlerini yerine getiremez.
Boşaltım Sistemimizi Oluşturan Yapı ve Organlar
Besin içeriklerinin hücrelerimiz taraf›ndan kullan›lmas› sonucunda at›k maddeler
oluur. Oluan bu at›k maddeler hücrelerimizden kan›m›za geçer. At›k maddelerle
kirlenmi kan›n vücudumuza zarar vermemesi için bir an önce temizlenmesi gerekir. Bu
at›k maddeler vücudumuzdan boalt›m yoluyla uzaklat›r›l›r. T›pk› fabrikalar›n zehirli
at›klar› temizleyerek uzaklat›ran ar›tma tesisleri gibi vücudumuzdan at›k maddeleri uzaklat›ran ve boalt›m sistemi ad› verilen bir sistem vard›r.
Boşaltım sistemimiz; böbrekler, üreter, idrar kesesi ve üretradan oluşur. Böbrekler
boşaltım sistemimizin önemli organlarından biridir.
Böbreklerin Boşaltım Sistemi ‹çin Önemi
Böbrekler: Bel omurlarımızın iki yanında yer alan organlarımızdır. Böbreğin şekli fasulyeye benzer. Yaklaşık uzunluğu 10 cm’dir.
Böbreklerimizin görevi, vücudumuzun çeşitli faaliyetleri sonucu oluşan atık maddeleri kanımızdan süzerek uzaklaştırmaktır.
Kanımızda at›k maddelerin yanı sıra karbonhidratların, yağların ve proteinlerin
sindirilmesi sonucunda oluşan küçük moleküller ile vitamin ve su gibi yararlı maddeler
de bulunur. Öyleyse, böbreklerimizin kanımızı süzerken kanımızın içindeki yararlı maddeleri koruyup atık maddeleri uzaklaştırması gerekir. Peki böbrekler kanımızı süzerek
nasıl temizler? Kanımız, böbreğimizin temel birimi olan nefronlar tarafından süzülerek
temizlenir.
Her bir böbrekte, yaklaşık bir milyon nefron bulunur.
Nefronlar boşaltım maddelerini kandan süzer ve idrar
oluşumunu sağlar, böylece kanımızı temizler. Peki,
böbreklerimiz idrar› nas›l oluturdu¤unu biliyor musunuz?
Bunlar› Biliyor muydunuz ?
Böbreklerimiz her 10-20 dakikada bir vücudumuzdaki kanı süzer. Bu işlem günde 100-150 defa tekrar edilir. Bir günde yaklaşık 500 litre kan böbreklerimiz
tarafından süzülerek 1,5 litre idrar üretilir. Bunun da hayatımız boyunca ortalama
45.000 litre idrar ürettiğimiz anlamına geldiğini biliyor muydunuz?
1. Kan, böbrek atardamarları yoluyla
böbreklere gelir ve nefronlarda
süzülür.
2. Kan içindeki yararlı maddeler,
süzülme sırasında nefronlarda
emilir ve tekrar kana geçer.
3. Süzülerek temizlenen bu kan,
böbrek toplardamarı ile böbrek-
lerden çıkar.
4. Süzülmeden sonra kalan tuzun ve
suyun fazlası ile üre idrarı oluş-
turur.
5. Oluşan idrar, üreterde ve idrar
kesesinde toplanır.
6. ‹drar üretra ile vücuttan dışarı
atılı
Vücudumuz için bu kadar önemli olan boşaltım sistemimizin sağlığını korumak için
neler yapabiliriz?
31
Vücudumuzda Sistemler
Sağlıklı Günler: Boşaltım sistemi rahatsızlıkları
nelerdir?
Dr. Aydın: Böbrek iltihabı, böbrek taşı, şeker
hastalığına ve yüksek tansiyona bağlı böbrek
rahatsızlıkları, idrar torbası ve idrar yolları iltihabı
ile böbrek yetmezliği şeklinde sıralanabilir.
Sağlıklı Günler: Boşaltım sistemimizin sağlığını
korumak için neler yapmalıyız?
Dr. Aydın: Sağlımızı korumanın temel şartı olan
temizliğe özen göstermeliyiz. Böbreklerimizi ve
idrar yollarımızı soğuktan korumalıyız.
Günde en az iki litre su içmeliyiz. Bu miktarı
sıcak ve kuru havalarda arttırmalıyız.
Böbrek iltihabı rahatsızlıklarında tedavi
yarıda kesilmemeli, doktorun verdiği ilaçlar tam
olarak kullanılmalı ve tedavi sonrasında kontrol
için doktora gidilmelidir.
Ağrılı işeme ve iltihaplı akıntı görülmesi
durumunda hemen sağlık kuruluşlarına baş-
vurulmalıdır.
Diş çürükleri en kısa sürede tedavi edilmeli,
boğaz iltihaplanmasında doktorun verdiği
tedavi yarıda kesilmemelidir. Bu hastalıkların
tedavisinin ihmali, kalıcı böbrek rahatsızlıklarına
sebep olabilir.
Sağlıklı Günler: Böbrek yetmezliği nedir? Nasıl
tedavi edilir?
Dr. Aydın: Böbrek fonksiyonlarındaki kalıcı
bozukluk nedeniyle böbrekle atılması gereken
zararlı maddelerin atılamamasına bağlı olarak
ortaya çıkan bir hastalıktır. Böbrek yetmezliği
ilerler ve kalıcı hâle gelirse başka tedavi
yöntemlerinin uygulanması gerekir: Bunlar,
diyaliz tedavisi ve böbrek naklidir.
Sağlıklı Günler: Diyaliz tedavisi nasıl gerçek-
leşir?
Dr. Aydın: Böbrekler yeterince
çalışmadığı zaman, idrarla
atılması gereken üre gibi bazı zararlı maddeler
atılamaz ve kanda birikir. Diyaliz cihazı kandaki
bu zararlı maddeleri
süzerek kanın temizlen-
mesini sağlar. Bu yön-
temle kalıcı tedavi
s ağlanamadığından hastalarımız cihaza bağımlı yaşamaktadır. Bu yüzden “böbrek
nakli” daha da önem
kazanmaktadır.
Sağlıklı Günler: Böbrek
taşının oluşmasının se-
bepleri nelerdir? Taş
oluşumunu önlemek için
neler yapabiliriz?
Dr. Aydın: Oluşan taşların
sebebi bazen tam olarak
bilinemez. ‹drar yolları
iltihabı gibi bazı böbrek hastalıklarında böbrek
taşı oluşması kolaylaşır. Besinlerle alınan fazla
kalsiyum ve D vitamini taş oluşumuna sebep
olabilir. Taş oluşumunu önlemek için; günde
en az iki litre su içmek, süt ürünlerinin ve tuzun
aşırı miktarda tüketilmesinden uzak durmak,
günlük egzersizleri düzenli yapmak gerekir.
Sağlıklı Günler: Böbrek taşı nasıl tedavi edilir?
Dr. Aydın: Böbrek taşının tedavi yöntemlerinden
biri de taş kırmadır. Bunun için yüksek enerjili
ses dalgalar›, cilde ve iç organlara zarar
vermeden böbreklere gönderilerek böbrek
talar› k›r›l›yor. Böylece taşların idrar yolundan
kolaylıkla atılması sağlanıyor. Çok büyük taşlar
ise ameliyatla alınmaktadır.
DENETLEYİCİ VE DÜZENLEYİCİ SİSTEMLERSinir Sistemimiz
Kitab›n›z› okumak çok kolay gerçekletirdi¤iniz bir olay de¤il mi? Hiç zorlanmadan
kelimeleri ve sat›rlar› birbiri ard›nca okuyor, okuduklar›m›z› düünüyor, hayal ediyor ve
anl›yoruz. Kitab›m›z› okumak için vücudumuzdaki hangi sistemimizi kullan›yoruz?
Nas›l oluyor da vücudumuz bu kadar düzenli ve uyumlu çal››yor?
Konumak, ac›kmak, yürümek, dengede durmak, yazmak, a¤lamak
gibi birçok ii gün boyunca gerçekletiririz. Vücudumuzda bu
ilerin gerçekletiren sinir sistemidir. Sinir sistemimizin bu ileri
gerçekletirebilmesi için vücudumuzun her yerine ulamas› gerekir.
Bu yüzden sistemlerimiz içinde en karmaşık yapıya sahip olan sinir
sistemimizdir.
Yandaki ekle bakarak sinir sistemimizin bölümlerini inceleyelim.
‹nceledi¤imiz bu bölümlerin yerlerini kendi vücudumuz üzerinde
göstererek her bir bölümün görevini aç›klayal›m.
Sinir sistemimiz, vücudumuzu ağ gibi
saran milyarlarca sinirden meydana gelir.
Vücudumuzu saran bu sinirleri, yandaki resimde
görülen binlerce sinir hücresi (nöron) oluşturur.
Sinir sistemimiz merkezi ve çevresel sinir sistemi
olmak üzere iki bölüme ayrılır.
1. Merkezî Sinir Sistemi
Vücudumuzun yönetimini ve denetimini merkezî sinir
sistemi sağlar. Merkezî sinir sistemi beyin, beyincik, omurilik
ve omurilik soğanından oluşur. Beyin, beyincik ve omurilik
so¤an› kafatas›m›z›n; omurilik ise omurgam›z›n içinde yer al›r.
Sizce, bunun sebebi ne olabilir?
Merkezî Sinir Sistemimizi Oluşturan Organlar ve
Görevleri
Beyin: Beynimizin vücudumuzdaki hangi olaylar›n
gerçeklemesini sa¤lad›¤›n› biliyor musunuz? Merkezî sinir
sistemimizin en gelişmiş organı olan beynimiz, milyarlarca
sinir hücresinden meydana gelir. Vücudumuzun öğrenme,
hafıza ve yönetim merkezi beynimizdir. Beyin;
• Duyu organlarımızdan gelen bilgileri değerlendirir.
• Konuşmalarımızın ve istemli hareketlerimizin gerçekleşmesini sağlar.
• Acıkma, susama, uyku ve uyanıklık gibi yaşam olaylarımızı düzenler.
• Kan basıncımızı ve vücut sıcaklığımızı ayarlar.
• Merkezî sinir sistemimizdeki diğer organların yardımıyla organlarımızın ve
sistemlerimizin çalışmasını düzenler.
Beyincik: Bisikletimizi sürebilmemiz için dengede durmam›z gerekir. Peki vücudumuz
dengesini nas›l sa¤lar? Vücudumuzun hareket ve denge merkezi beyinciktir. Beynimizin
arkasında ve alt tarafında yer alır. Vücudumuzun dengesi bozulduğunda duyu
organlarımızdan veya vücudumuzun diğer kısımlarından gelen bilgileri alarak dengemizi sa¤lar. Beyincik vücudumuzun dengesini ayarlamak için;
• Kol ve bacaklarımızdaki kasların birbiriyle uyumlu çalışmaları düzenleyerek
hareketlerimizin dengeli olmasını sağlar.
Omurilik Beyincik
So¤an›
Omurilik
Beyin
Sinir sistemi
36
Omurilik Soğanı: Beynimizin vücudumuzdaki di¤er organlarla nas›l iliki kurdu¤unu
biliyor musunuz? Omurilik so¤an› soğana benzer bir şekle sahip olduğundan böyle
isimlendirilmiştir. Beyin ile omurilik arasında yer alır. Böylece beyin ve di¤er vücut organları arasındaki bağlantıyı sağlar. Omurilik soğanı, iste¤imiz d››nda çalışan iç organlarımızın
kontrol merkezidir. Omurilik soğanı;
• Solunum, dolaşım, boşaltım ve sindirim sistemlerimizin çalışmalarını düzenler.
• Nefes alma, yutma, öksürme, çiğneme, hapşırma ve kusma gibi olayları kontrol eder.
Omurilik: Omurili¤in merkezi sinir sistemindeki görevini tahmin edebilir
misiniz? Omurilik soğanından başlayıp kuyruk sokumuna kadar uzanan
omurilik omurgamız içerisinde yer alan bir sinir kordonudur. Organlardan
beyne ve beyinden di¤er organlara gelen sinirler omurilikten geçer.
Omurilik, vücudumuzun refleks yönetim merkezidir. Omurilik;
• Beyinle di¤er organlar›n arasındaki bilgi iletimini sağlar.
• Refleks davranışlarımızı gerçekleştirir.
Merkezi sinir sistemizin görevini yerine
getirememesi durumunda hayat›m›z bundan nas›l
etkilenirdi?
2. Çevresel Sinir Sistemi
Yandaki resimde çevresel sinir sistemimiz ve onu oluturan
sinirler görülmektedir. Çevresel sinir sistemimizin vücudumuzda
nerede bulundu¤unu söyleyebilir misiniz?
Merkezî sinir sistemi dışında yer alan milyonlarca sinir, çevresel
sinir sistemini oluşturur. Çevresel sinir sistemi, merkezî sinir sistemi
ile organlar arasındaki iletişimi sağlar.
Sinir Sisteminde Mesaj ‹letimi Nasıl Gerçekleşir?
Sinirler beyin ve omurilikten çıkarak
deri, gözler, kaslar, dişler ve kemiklerin içi dâhil
olmak üzere vücudumuzun her yerine dağılır.
Sinirleri, telefon kablolarına benzetebiliriz.
Telefon kabloları gibi sinirler de bilgi taşıyarak
vücudumuzda iletişimi sağlar. Sinirler, vücudumuzdan ve çevreden
aldıkları bilgileri elektrik mesajları şeklinde, beynimize iletir. Beynimiz
gelen bilgiyi değerlendirerek bir cevap oluşturur. Beyin oluşturduğu
cevabı gerekli yapı ve organlara yine sinirler aracılığıyla iletir.
Omurilik
Sinirlerin bilgi taşıma özelliği sayesinde, çevremizde ve vücudumuzda meydana gelen
değişimler hakkında h›zl› bir ekilde bilgi ediniriz. Böylece vücudumuzun farklı kısımları düzenli ve birbiriyle uyum içinde çalışır.
Sinir hücresi
26. s
17
Bunlar› Biliyor muydunuz ?
Elektrik kablonsunun içinde elektrik enerjisinin geçtiği bakır bir tel dışında ise kauçuk veya plastikten yapılmış bir tür yalıtım maddesi bulunur. Bir sinirin yapısı da buna
benzer. Sinirin içinde vücudumuza ait elektrik enerjisinin
iletilmesini sağlayan sinir hücreleri, dışında ise yalıtkan bir
kılıf bulunur. Vücudumuzdaki sinirsel iletimin elektrik enerjisi şeklinde taşınıyor olması inanılmaz gelebilir. Daha da
inanılmaz olan ise bu işlemin neredeyse ışık hızına yakın bir
süratle gerçekleşiyor olmasıdır. Bu sayede vücudumuzda
gerçekleen olaylar da k›sa bir sürede gerçekleir.
Elektrik
kablosu
Sinir
Sinir
hücresi
Denetleyici ve Düzenleyici Sistemimiz
37
Vücudumuzda Sistemler
Bunlar› Yapal›m
• Oyunumuz için sınıfımızdaki arkadaşlarımızda 11 kişililik gruplar oluşturalım. • Oyunumuzun kurallarını aşağıdaki şemada bulunan okları takip ederek öğrenelim. • Şemada belirtilen görevleri yerine getirecek olan A, B, C, D, E harfli organ ve yapıların isimlerini belirleyelim.
• Bu organ veya yapılardan birini veya birkaçını seçelim. Seçtiğimiz organ veya yapının ismini renkli kalemlerle kâğıda yazarak kendimize bir yaka kartı hazırlayalım. Bir arkadaşımızı da gözlemci olarak seçelim.(A,C,E organları için birer kişi, B ve D organ veya yapıları için de birkaç kişiyi görevlendirelim.)
• Şemada belirtilen görevimizi yerine getirecek şekilde yerleşelim. • Oyun öğretmenimizin bir kâğıda mesaj yazmasıyla başlar. Bu mesaj diğer organların görevlerini yerine getirmesiyle taşınır.
• Öğretmenimizin yazdığı mesajın ne olduğunu gözlemci arkadaşımız, arkadaşlarının hareketlerine bakarak tahmin eder.
Sonuca Varal›m
• A, B, C, D, E organ veya yapılarının isimleri ve görevleri nelerdir?
• Bu organ ve yapılardan hangileri merkezî sinir sistemimize, hangileri çevresel sinir sistemimize aittir?
• Öğretmenimizin oyundaki rolü nedir?
• Yeni bir şema oluşturarak bu yapı ve organlar ile görevlerini şemamıza yerleştirelim.
5. Etkinlik
Oyun Oynayal›m Mesaj›m›z Var
Sinirler Mesajlar› Beynimize Nas›l Ta›r?
Vücudumuzun içinde veya çevremizde
meydana gelen ve vücudumuzda belirli bir tepkiye
sebep olan fiziksel, kimyasal veya biyolojik
etkilere (ses, ışık, koku, tat, basınç gibi) uyarı
denir. Uyarılar, duyu organlar›m›zda bulunan özel
hücrelerle alınır. Alınan uyarı sinirler ile merkezî
sinir sistemine taşınır. Uyarılar sinir hücrelerimizde
değişikliğe yol açar. Bir uyarının sinir hücresinde
oluşturduğu değişikliğe uyartı mesajı adı verilir.
Uyartı mesajını merkezî sinir sistemine;
merkezî sinir sisteminde bu mesaj için oluşan
cevabı kaslara, organlara ve salgı bezlerine sinirler
iletir.
Uyartı mesajı beynimizdeki ilgili bölümde değerlendirilir ve uyarıya karşı bir cevap
oluşur. Beynimizde oluşan bu cevap yine sinirler arac›l›¤›yla ilgili organ ya da yapılara
iletilerek uyarıya tepki verilir.
Vücudumuzun içinde veya çevremizde meydana gelen uyarılar vücudumuzda her
zaman bu şekilde tepki oluşturmaz.
Yemek yerken yutkunuruz. Göz kapaklarımız gün boyu defalarca açılıp kapanır.
Elimizi sivri bir cisme değdirdiğimizde hemen geri çekeriz. Bunlar gibi birçok olay,
düşünmemize bile gerek kalmadan gerçekleşir. Hatta isteğimiz dışında yaptığımız bazı hareketler bizi tehlikelere karşı korur. Aşağıdaki etkinlikte düşünmeden ve hızlı bir şekilde
gerçekleştirdiğimiz benzer olayları keşfedeceğiz.


‹ç salgı
bezleri
Salgıladığı
hormon Hormonun görevi
Hipofiz
Çok çeşitli
hormonlar
salgılar.
• Büyüme
hormonu
‹ç salgı bezlerinin çalışmasını
denetler ve düzenler.
Büyümeyi sağlar.
‹ç salgı bezleri ile sinir sistemi
arasındaki uyumu sağlar.
Tiroit
• Tiroksin
hormonu
Büyümeyi, gelişmeyi ve
vücudumuzdaki diğer kim-
yasal olayları düzenler.
Böbreküstü
• Adrenalin
hormonu
• Aldesteron
hormonu
Korku, coşku, heyecan ve
öfke anlarında metabolizmayı
hızlandırır.
Kandaki mineral oranını
düzenler.
Pankreas
• ‹nsülin
• Glukagon
Kan şekerini artırır.
Kan şekerini düşürür.
• Eşeysel
hormonlar
Ergenlik döneminde, dişiye
özgü özelliklerin oluşmasını
sağlar.
Dişi üreme hücrelerinin (yu-
murta) oluşmasını sağlar.
• Eşeysel
hormonlar
Ergenlik döneminde, erkeğe
özgü özelliklerin oluşmasını
sağlar.
Erkek üreme hücrelerinin
(sperm) oluşmasını sağlanır.
Güneşli bir bahar sabahında parkta yürüyüş
y apmaya çıkıyorsunuz. Parkı kuşların sesi ve
çiçeklerin kokusu sarmış. Birden arkanızdan
b irinin size seslendiğini duyuyorsunuz. Size
s eslenen uzun zamandır görmediğiniz ve çok
sevdiğiniz bir arkadaşınız. Birbirinizi özlemişsiniz.
Hemen kucaklaşıyorsunuz. Arkadaşınız sizi,
biraz ilerideki pastanenin bahçesinde dondurma
yemeye davet ediyor. Birlikte oturup hafif bahar
rüzgârının esintisini derinizde hissederek birer
dondurma yiyorsunuz.
Etkinliğimizde, duyu organlarımızın birlikte çalıştığında çevremizi algılamamızın daha kolay ve doğru olduğunu gözlemledik. Çevremizdeki cisimlerin sesini, rengini, kokusunu, sertliğini, yumuşaklığını, sıcaklığını vb. özelliklerini duyu organlarımız sayesinde hissederiz. Uyarıları dış ortamdan alarak sinirlere aktaran, duyu organlarının yapısında bulunan özel hücrelere duyu almaçları adı verilir. Farklı duyu organlarımız için farklı almaçlar vardır. Uyarı, ilgili almaç tarafından alındığı zaman uyartıya dönüşür.
Uyartılar, duyu almaçları sayesinde, duyu-sinir yolu ile beyindeki duyu merkezlerine iletilir. Bu duyu merkezleri yandaki şekilde gösterilmiştir. Bu merkezler, kendilerine ulaşan uyartı mesajını değerlendirir, mesajın gerektirdiği cevabı vücudun ilgili bölümlerine gönderir ve bu bölümlerin cevabı yerine getirmesini kontrol eder. Bu sayede dış ortamdan gelen uyarıları algılarız.
‹itme
Görme
Dokunma
Tat alma
Koku alma
Beyindeki duyu merkezleri
Duyu Organlar›m›z
45
Vücudumuzda Sistemler
Duyu organlarımızı, bunların bölümlerini, görevlerini ve duyu organlarımızda
görülebilecek bazı aksaklıkları hep birlikte tanıyalım m› ne dersiniz?
Görme Organımız Göz
Yandaki foto¤raf› inceleyerek gözümüzü koruyan ve
görme iinde görevli olan yap›lar›n neler oldu¤unu söyleyebilir
misiniz? Göz, çevremizden aldığı ışık sayesinde görmemizi
sağlayan duyu organımızdır. Gözümüzü koruyan yapılar
kaşlar, göz kapakları, kirpiklerdir.Gözümüzde ayr›ca gözyaşı
bezleri ile göz yuvarlığını göz çukuruna bağlayan ve bunların
hareketini sağlayan kaslar bulunur.
Aşağıda şekli inceleyerek gözün görmesini sağlayan
bölümler hakkında bilgi edinelim.
Göz sert tabaka, damar tabaka ve ağ tabaka (retina) olmak üzere üç bölümden
oluşur.
Gözün Bölümleri
a) Sert Tabaka: Gözün dışında bulunan beyaz renkli kısımdır ve gözü dış etkilerden korur.
Işığı kıran bu tabakaya saydam tabaka (kornea) adı verilir.
b) Damar Tabaka: Sert tabakanın altında yer alır ve gözün beslenmesini sağlayan
damarlardan oluşur. Damar tabaka, gözün ön kısmındaki irisi oluşturur. ‹ris gözün renkli
kısmıdır. ‹risin ortasında bulunan kısma göz bebeği adı verilir. ‹ris, gözümüze gelen
ışığın şiddeti fazla olduğunda göz bebeğini daraltır, az ışıklı ortamlarda ise göz bebeğinin
büyümesini sağlar.
c) Ağ Tabaka (Retina): Işığa karşı duyarlı almaçların bulunduğu kısımdır. Ağ tabakadaki
sinirler birleşerek göz yuvarlağının arka tarafından çıkıp beyne gider. Sinirlerin göz
yuvarlağından dışarı çıktığı yere kör nokta adı verilir. Kör nokta ışığa karşı duyarlı değildir
ve burada görüntü oluşmaz. Kör noktanın üst kısmında ve göz bebeğinin hizas›nda
bulunan çukur bölgeye sarı leke denir. Görüntü sarı lekede meydana gelir. Ağ tabakanın
ön kısmında göz merceği bulunur.
25
32. s
24
32. s
Sar› leke
Göz sinirleri
Kör nokta
A¤ tabaka
Sert tabaka
Damar tabaka
‹ris
Göz bebe¤i
Saydam tabaka
Göz merce¤i
26
32. s
46
Nasıl Görürüz?
1. Cisimlerden yansıyan ışık ışınları,
önce saydam tabakaya gelir ve
burada kırılır. Kırılan ışın ardından
göz bebeğine gelir.
2. Göz bebeğinden gelen ışınlar, göz
merceğinde tekrar kırılarak ağ tabaka
üzerine düşer.
3. Ağ tabakada yer alan sarı leke
üzerinde ters bir görüntü oluşur.
Oluşan görüntü buradaki görme
almaçları tarafından algılanır.
4. Algılanan görüntü, görme sinirleri
vasıtasıyla beyindeki görme merkezine iletilir. Ters görüntü, beyindeki görme
merkezinde düz olarak algılanır. Böylece görme gerçekleşir.
Göz Kusurları ve Bu Kusurların Tedavi Yolları
Göz kusurları doğuştan olabileceği gibi sonradan da oluşabilir.
Doğuştan olan bazı göz kusurlar› unlard›r:
Renk körlüğü (Daltonizm): Kırmızı ve yeşil renklerin birbirinden
ayırt edilemediği bir göz kusurudur. Tedavisi yoktur. Yandaki resim
renk körlüğünün belirlenmesinde kullanılır.
Şaşılık: Gözü hareket ettiren kasların uyumsuzluğu sonucunda
oluşur, ameliyatla giderilebilir.
Aşağıdaki çizelgede sonradan oluşan bazı göz kusurları, bu kusurlara sahip kişilerin
nasıl gördükleri ve bunların tedavi yolları verilmiştir.
Miyopluk Hipermetropluk Astigmatizm Katarakt
Görüntü sarı lekenin
önünde oluşur. Yakını iyi
görür, uzağı göremez.
Mercekle düzeltilir.
Görüntü, sarı lekenin
arkasında oluşur. Uzağı
iyi görür, yakını göremez.
Mercekle düzeltilir.
Göz merceği yüzeyinin
pürüzlü bir hâl alması ya
da korneanın kavislenmesi
sonucunda görüntü sarı
lekeye bulanık ve şekli
bozuk olarak düşer.
Mercekle düzeltilir.
Göz
merceğinin
içindeki sıvının
ya da göz
merceğinin
saydamlığını
kaybetmesi
sonucunda
görüntü
sarı lekeye
düşmez.
Ameliyatla
düzeltilebilir.
Gözlük ve kontak lensler, bazı göz
kusurlarının tedavisinden kullanılan
teknolojik araçlardandır.
Saydam tabakadaki saydamlığın
bozulduğu veya yok olduğu ya da bu
tabakanın şeklinin değiştiği durumlarda
hastalara kornea nakli yapılır. Kornea nakli,
gözün bozuk olan korneasının sağlam bir
kornea ile değiştirilmesi işlemidir.
İşitme Organımız Kulak
u anda etraf›n›zdan duydu¤umuz sesler nelerdir? Bu sesleri
duymam›z› sa¤layan kula¤›n bölümlerini ve iitmenin nas›l gerçekleti¤ini
hiç merak ettiniz mi? Kulaklarımız işitmemizi ve dengemizi sağlayan duyu
organımızdır. Suya atılan bir taşın oluşturduğu dalgalar gibi havada da
ses dalgaları mevcuttur. Bu ses dalgaları kulağımızdaki duyu almaçları
ile algılanır.
Aşağıdaki şekli inceleyerek kulağın bölümleri hakkında bilgi
edinelim.
Kulak dış, orta ve iç kulak olmak üzere üç bölümden oluşur.
Kulağın Bölümleri
a) Dış Kulak: Kulak kepçesinden ve kulak yolundan oluşur. Kulak yolunun sonunda
kulak zarı bulunur. Kulak kepçesi kıkırdak bir yapıya sahiptir. Kulak yolu, kulak kepçesini
orta kulağa bağlayan bir kanaldır. Kula¤›m›z kulak kiri olarak adland›r›lan bir s›v› salg›lar.
Bu sıvı, kulak yolundaki kıllar ile birlikte kulağa giren toz vb. maddelerin kulak zarına
ulaşmasını engeller.
b) Orta Kulak: Orta kulakta çekiç, örs, üzengi kemikleri, östaki borusu ve oval
pencere bulunur. Üzengi kemiği vücudumuzun en küçük kemiğidir. Çekiç kemiği kulak
zarına, üzengi kemiği ise iç kulaktaki oval pencereye temas eder. Bu özellikleri ile kulak
kemikleri, kulak zarını iç kulağa bağlayan bir köprü oluşturur. Östaki borusu orta kulaktan
yutağa açılır. Böylece orta kulak ile vücudun dışı arasındaki basınç farkını dengeleyerek
kulak zarının yırtılmasını engellemiş olur.
c) ‹ç kulak: Dalız, salyangoz ve yarım daire kanallarından oluşur. Dalız, oval pencereden
gelen ses dalgalarını salyangoza iletir. Salyangozda işitme sinirleri vardır ve gelen ses dalgaları işitme sinirleri ile beyne iletilir. Vücudumuzun dengesinin bozulup bozulmadığını
beyinciğe bildirme işini salyangozun üst kısmındaki yarım daire kanalları yapar.
Östaki
Oval borusu
pencere
Çekiç
Üzengi
Kulak yolu
Kulak
zar›
Kulak
kepçesi
‹itme sinirleri
Dal›z
Salyangoz
Örs
D› kulak
Orta
kulak
Yar›m daire
kanallar›
‹ç kulak
28
33. s
48
Nasıl ‹şitiriz?
1. Kulak kepçesi ile toplanan ses dalgaları kulak
yolu ile kulak zarına gelir ve zarı titreştirir.
2. Kulak zarının titreşmesiyle birlikte çekiç, örs ve
üzengi kemikleri de titreşir ve bu titreşim oval
pencereye iletilir.
3. Üzengi kemiği, ses titreşimlerinin oval pencereden iç kulakta bulunan dalıza iletmesini sağlar.
Dalız, oval pencereden gelen ses dalgalarını
salyangozdaki yarım daire kanallarına gönderir.
4. Ses, yarım daire kanallarındaki işitme almaçları tarafından algılanır ve işitme sinirleri aracılığı ile beyindeki işitme merkezine iletilir. Böylece işitme olayı gerçekleşmiş olur.
‹şitme Bozukluları ve Bunların Tedavi Yolları
Çevrenizde iitme bozuklu¤u olan kimseler
var m›? ‹itme bozukluklar›n›n sebebi ne olabilir?
‹şitme bozukluklarının birçok sebebi vardır. Bunların
bazıları işitme kaybına, bazıları da sağırlığa yani
hiç duymamaya yol açabilir. ‹şitme bozuklukları
doğuştan olabileceği gibi sonradan da oluşabilir.
Kulak zarı sertleşmesi, orta kulakta kemik kaynaması
ve iç kulaktaki zedelenmeler doğuştan olabilir. Bazen
bir hastalık ya da yüksek şiddette sesler kulağa
zarar verip işitme kaybına sebep olabilir. ‹şitme
kaybı oluşursa yandaki foto¤rafta gördü¤ümüz
arkada›m›z gibi işitme cihazı kullanılması gerekir.
‹şitme Cihazları: Dışarıdan gelen seslerin şiddetini yükselterek onları
kulağın duyabileceği seviyeye getiren küçük elektronik aletlerdir.
Genellikle iç kulakla ilgili işitme kayıplarında kullanılır ancak bazen orta
kulak rahatsızlıkları için de kullanılabilmektedir. ‹şitme cihazı sesi yükseltir ama
işitme kaybını düzeltmez. Mikrofon, pil ve kulaklık gibi bazı temel parçalardan
oluşur. ‹şitme cihazları duyma bozukluğu olan her yaştaki insan tarafından
kullanılabilir.
Wireless Teknolojisi: Duymayan kulaktan duyan ya da az
işitme kaybı olan kulağa kablosuz iletim sağlayan yeni bir
teknolojidir. Hasta bu cihazla, sesleri daha iyi duyar. Yandaki
fotoğrafta wireless özelliğine sahip işitme cihazları görülmektedir.
Gürültülü ortamlarda bulunduğumuzda veya arabayla yüksek tepelerden
düzlüğe indiğimizde oluşan basınç farkı, kulaklarımızda ağrı hissetmemize sebep
olabilir. Bu yüzden basınç farkının oluştuğu yerlerde ağzımızı açık tutmamız
veya yutkunmamız gerekir. Böylece östaki borusunun dış kulak ile orta kulak
arasındaki basınç farkını dengelemesini sağlamış ve ağrı oluşmasını engellemiş oluruz.
Bunlar› Biliyor muydunuz ?
işitme kaybını düzeltmez. Mikrofon, pil ve kulaklık gibi bazı temel parçalardan
oluşur. ‹şitme cihazları duyma bozukluğu olan her yaştaki insan tarafından
kullanılabilir.
tekno lo jidir. Ha sta bu ciha zl a , ses leri daha iyi du yar. Dokunma Organımız Deri
Niçin g›d›kland›¤›n›z›, cisimlerin s›cakl›¤›n› ve
so¤uklu¤unu, parma¤›m›z kesildi¤inde ac›y› nas›l
hissetti¤inizi düündünüz mü? Deri, en büyük duyu
organımızdır ve vücudumuzun dışını tamamen kaplar.
Ayrıca vücut ısısını ayarlar, solunum ve boşaltıma yardımcı
olur ve vücudu dış etkilerden korur. Derinin üzerinde
dokunmayı, basıncı, ağrıyı, sıcağı, soğuğu vb. duyuları
algılayan almaçlar vardır.
Aşağıdaki şekli inceleyerek derinin bölümleri hakkında
bilgi edinelim.Derinin bölümleri
a) Üst deri: Derinin alt bölümlerini koruyan tabakadır. Bu tabakada kan damarları ve sinirler bulunmaz. Üst derinin en dış bölümü ölü hücrelerden meydana gelmiştir. Bu bölümün altında canlı hücrelerden oluşan bir tabaka bulunur. Bu tabaka, deriyi güneşten gelen zararlı ışınlardan korur. Üst deride ayrıca derinin rengini belirleyen hücreler de vardır.
b) Alt deri: Üst deriye göre daha kalın olan alt deri, canlı hücrelerden oluşur. Alt deride
kan damarları, kıl kasları, sinirler, ter bezleri, yağ bezleri, kıl kökleri ve duyu almaçları yer
alır. Bu bölümün en altında ise yağ tabakası bulunur. Yağ tabakası vücudu çarpmalara ve
vurmalara karşı korur ve vücudun ısı kaybını önler. Burada yer alan ter bezleri, terleme ile
boşaltıma yardımcı olur.
Derimizle nasıl hissederiz? Alt derideki duyu
almaçları yandaki resimde görüldüğü gibi sıcak,
soğuk, basınç, sertlik, yumuşaklık gibi duyuları algılar.
Duyu almaçları ile alınan duyular, sinirler yoluyla beyne
iletilir ve burada değerlendirilip algılanır. Derinin her
yerinde aynı oranda duyu almacı yoktur. Bu yüzden de
algılama duyusu derimizin her bölgesinde aynı değildir.
Parmak uçları, dudaklar gibi bölgelerde algılama daha
fazladır.Deri Hastalıkları ve Bu Hastalıkların Tedavi Yolları
Deri hastalıkları fiziki sebeplerle (kesici, ezici vb. cisimler ile kimyasal maddeler
gibi) oluşabildiği gibi parazitler sebebiyle de ortaya çıkabilmektedir. Bunlardan bazıları mantar hastalıkları ile pire ve kene gibi parazitlerin ısırmalarından meydana gelen deri bozukluklarıdır. Deri iltihaplanmalarına yol açan bazı mikroorganizmalar da derideki herhangi bir yaranın üzerine kolayca yerleşebilir. Alerjik deri hastalıkları arasında ise
kurdeşen ve egzama sayılabilir. Bazı deri hastalıklarının teşhisinde dermatoskop adı verilen cihaz kullanılır.
Dermatoskop: Açık tene sahip ve vücudunda çok sayıda ben bulunan kimselerle, daha
önce aile üyelerinden biri deri kanserine yakalanmış kişilerin vücutlarındaki güneş lekeleri ve benler dermatoskop ile incelenir. Aa¤›daki fotoğrafta görüldüğü gibi, dermatoskop
ile yapılan inceleme sonucunda risk altında olduğu belirlenen kişilere ya ilaç tedavisi uygulan›r ya da cerrahi müdahalede bulunulur.
Koklama Organımız Burun
Etraf›m›zdaki kokular› nas›l alg›lar›z? Burnumuz sadece
koku almaya m› yarar? Burun, koku alma ve solunum
organımızdır. Bu organ, alınan havanın temizlenmesini,
ısıtılmasını, nemlendirilmesini ve kokusunun algılanmasını
sağlar.
Bir süre aynı koku alınacak olursa bu koku bir müddet
sonra hissedilmez. Ancak ortama değişik bir koku geldiğinde
bu yeni koku fark edilir.
Burnun yapısını, bölümlerini ve çevresinde yer alan sinüsleri aşağıdaki şekil üzerinde
inceleyelim.
Burun, kemik ve kıkırdakla desteklenen bir organımızdır. Burun boşluğunun duvarı,
mukus salgısı üreten hücrelerle kaplıdır. Mukus salgısı üreten bu tabaka mukoza olarak
adlandırılır. Mukoza burnun içinin nemli kalmasını sağlar. Burun boşluğunun üst tarafında
koku almaçları bulunur. Koku almaçlarının yoğunlaştığı bölgeye sarı bölge denir.
Kokuyu Nasıl Algılarız?
1. Kokulu cisimlerden buharlaşarak ayrılan ve havaya karışan
tanecikler, sarı bölgedeki mukus sıvısında çözünerek koku
almaçlarını uyarır.
2. Uyartılar beynin koklama merkezine iletilir. Böylece koku
algılanmış olur.
Bazı Burun Hastalıkları
Sinüzit: Sinüslerin iltihaplanmasına sinüzit denir. Doktorun
tavsiye edeceği ilaçlarla tedavi edilebilir.
Saman nezlesi: Saman nezlesi bir alerjidir. ‹lkbahar ve yaz
aylarında polenler rüzgârlara kapılarak geniş alanlara yayılır. Aldığımız nefesle burnumuza
yerleşen polenler şiddetli hapşırıklar eşliğinde burnun suya benzer bir akıntı salgılamasına neden olur. ‹laçlarla ya da aşı yapılarak tedavi edilebilir.
Burun akıntısı: Burun akıntısı; nezle, saman nezlesi, sinüzit, alerjik burun iltihabı veya
burna herhangi bir şey kaçmış olması nedeniyle oluşabilir. Ayrıca kızamık başlangıcında
da burun akıntısı görülür.
Burun kanaması: Büyümeye ba¤l› olarak ergenlik döneminde burun kanamalar› görülebilir.
Orta yalarda ise tansiyon yüksekli¤inden kaynaklanan burun kanamalar› görülebilir.
Burun kanamalar›n› durdurmak için yapılacak ilk yardım hastayı hemen oturtmak, başını öne doğru hafifçe eğip, burnunun kanayan deliğini on dakika kadar bastırmak, bu sırada
32 ağızdan nefes almasını ve yutkunmasını söylemektir.
35. s
Burun bolu¤u
Sar› bölge
Koku almaçlar›
Sinüs
Sinüs
Duyu Organlar›m›z
53
Vücudumuzda Sistemler
Yiyeceklerin baz›lar›n›n tad›n› severken, baz›lar›n› ise
sevmeyiz. Biberin ac›, limonun eki, çikolatan›n ise tatl› oldu¤unu nas›l ay›rt etti¤imizi biliyor musunuz? Bu farkl› tatlar› almam›zda görevli olan dilimizin acaba baka görevleri de
olabilir mi? Dilimizin tat alma, çiğneme, yutma ve konuşmaya
yardımcı olma gibi görevleri vardır. Maddelerin tadının
alınabilmesi için bu maddelerin tükürükte çözünmesi gerekir.
Dilin yapısını ve tat alma bölgelerini aşağıdaki şekil üzerinde inceleyelim.
Dilin ucunda, yanlarında ve arkasında tat alma tomurcukları yer alır. Tat alma
tomurcuklarında tatları algılamaya yarayan almaçlar bulunmaktadır. Dilimizin her bölgesi her tadı alabilir. Ama bazı tatları alan tat tomurcukları dilimizin bazı bölgelerinde daha
fazladır. Dilimizin ucu tatlı, arkası acı, ön yanları tuzlu ve arka yanları da ekşi tatları daha
fazla alır.
Nasıl Tat Alırız?
1. Tükürükte çözünen maddeler, tat tomurcuklarındaki almaçları uyarır.
2. Almaçlar, aldıkları uyarıları tat alma sinirlerine iletir.
3. Tat alma sinirleri beyindeki tat alma merkezini uyarır ve tat duyusu algılanır.
Bazı Dil Hastalıkları
Tat Körlüğü: ‹nsanların bir kısmı bazı maddelerin tatlarını alamazlar. Kalıtsal olan bu
duruma tat körlüğü denir.
Dil ‹ltihabı: Çürük dişler, diş eti iltihabı, sigara, çok sıcak veya çok soğuk şeyler yemeyi
alışkanlık hâline getirmiş kimselerde görülebilen bir tür hastalıktır.
Dil Yaralar›: Dilin etrafında görülen kızarıklık ve içi su dolu küçük kabarcıklar dil yaralar›n›n
belirtileridir. Bu hastalık hazımsızlık veya gripten kaynaklanabilir.Görme ve işitme organlarımızı kullanmadan
dış dünyadaki bilgileri nasıl elde edebilir ve bunları
başkalarına nasıl iletebiliriz?
‹şitme engellilerin dış dünya ile iletişimlerini
sağlamak için bir dil gelitirildi¤ini biliyor
muydunuz? ‹itme engelliler çevreleriyle iletiim
kurmak için iaret dilini kullan›rlar.
Bu işaret dili harfleri
veya kelimeleri anlatmak
için sadece ellerin kullanıldığı
sembolik işaretlere dayanmaktadır. Bu dil,
işitme ve konuşmanın yerini tam olarak almasa da iitme
engellilerin iletiim sorununu büyük oranda çözmektedir.
Görme engelliler için kullanılan Braille (Breyıl) Alfabesi’nde,
kabartma noktalardan oluşan karakterler kullanılmaktadır. Görme
engelliler parmaklarının uçlarını kullanarak bu alfabeyle yazılmış yazıları okuyabilmektedir

.
Vücudumuzda gerçekleşen her olay ve yaptığımız her iş, vücudumuzdaki sistemlerin
birlikte ve uyumlu bir şekilde çalışması ile gerçekleşmektedir.
Vücudumuzun; üreme, destek ve hareket, dolaşım, solunum, sindirim, boşaltım,
denetleyici ve düzenleyici sistem ile duyu organlarından oluştuğunu biliyoruz.
Sistemlerimizden birinin çalışmasında herhangi bir aksaklık olursa, bu durumdan
diğer sistemlerimiz de etkilenir. Örneğin denetleyici ve düzenleyici sistemindeki bir
aksaklık kasları ve dolayısıyla hareket sistemini etkilemektedir.

Sigara ve alkol gibi bağımlılık yapan maddelerin sindirim
bozuklukları, bağırsak, böbrek, karaciğer, kalp ve damar
hastalıkları, gırtlak ve akciğer kanseri gibi birçok hastalığa sebep
olduğu araştırmalarla belirlenmiştir. Ayrıca bu alışkanlıklar
görme bozukluğu ve dikkat dağınıklığına sebep olduğundan,
çeşitli kazaların ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir.
Bu tür alışkanlıklar merak, özenti ve arkadaşlar tarafından
kabul görülebilme duyguları ile başlamaktadır. Hepimiz
arkadaşlarımız olsun ve bizi sevsinler isteriz. Onların ilgisini çekmek için zaman zaman
kendimizi olduğumuzdan farklı gösterme yanlışlığına da düşebiliriz. Bu yanlışlığa
düşmemek için kendimize güvenmeyi ve bize zarar verecek konularda “hayır” demeyi öğrenmemiz gerekir. Neyi yapmamam›z gerekti¤ini ve neyin bize zarar vereceğini bilirsek
bu tip konularda daha az güçlük çekeriz.
Bu tür alışkanlıklardan uzak durarak sağlıklı yaşamak için spor, sanat ve bilim gibi uğraşlar edinelim. Çeşitli spor dallarıyla uğraşalım, gitar çalalım, resim yapalım, kuşları gözleyelim, çeşitli kulüplere üye olup onların etkinliklerine katılalım, ne dersiniz?Organ Bağışının Önemi
Aşağıdaki gazete haberlerini okuyarak haberler hakkındaki düşüncelerimizi arkadaşlarımızla paylaşalım.
Organ Naklinde Çığır: Yapay Organ Nakli
Organ naklinde çığır açacak bir gelişme kaydedildi.
Uzmanlar, laboratuvar ortamında üretilen yapay bir
organı insan vücuduna naklederek bir ilke imza attı.
Uzun süredir insana ait dokuları üretebilen ve bu yönde
çalışmalarını sürdüren bilim insanları, ilk kez tamamen
laboratuvar ortamında bir organ üretebildi
YAPAY ORGAN NASIL YAPILDI?
Boston Çocuk Hastanesi doktorları, idrar keselerinde doğuştan sorun bulunan 7 çocuğun önce idrar keselerinden hücre örnekleri alındı. Ardından bu hücrelerden laboratuvarda idrar keseleri üretildi. Yaklaşık iki ayın ardından üretilen idrar keseleri de hücre örnekleri alınan aynı hastalara takıldı. Doktorlar organların hastalara 4 yıl önce takıldığını ve geçen süre boyunca incelenen hastaların bir sorun yaşamadığını belirtti.
SIRADA DAMAR, BÖBREK, KARAC‹ĞER VE
KALP VAR
Aynı ekibin şimdi de yapay damar, böbrek,
karaciğer ve kalp üretmek için çalışmalara başladığı
kaydedildi. Ekibin bu organları yapmayı başarması
halinde bunun organ nakli bekleyen yüz binlerce insan
için yeni bir umut olması bekleniyor.
Türkiye Organ Bağışı Araştırması 2005 Sonuçları Açıklandı
Sağlık Bakanlığı’nca, Türkiye genelinde organ bağışında bulunan kişilerin sayıları ve illere göre
dağılımının tespiti amacıyla yapılan “Türkiye Organ Bağışı Araştırması 2005”in sonuçları açıklandı.
Türkiye genelinde, 2005 yılında 6 bin 224 kişi organ bağışında bulunurken, bin 952 kişi ile Bursa ili ilk
sırada yer aldı. Bursa ilini 589 kişi ile Antalya, 477 kişi ile Aydın, 386 kişi ile de İstanbul ili izledi.
Gelişmiş ülkelerde organ bağışı yapan kişilerin sayıları yüz binlerle ifade ediliyor. Türkiye genelinde 2002 - 2005 yılları arasında toplam 13 bin 343 kişi organ bağışında bulundu. Araştırma sonuçları, organ ve doku nakli hizmetlerinde yaşanan en önemli sorunun ‘organ ve doku bağışının temini’ olduğunu gösteriyor.
Organ Bağışı Artmazsa Ölümler Artacak
7 – 10 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen
Belek’teki Organ Bağışı ve Kullanımı
Sempozyumu’nda, bağış yetersizliği nedeniyle
her yıl diyaliz hastalarının yüzde 10’nun hayatını
kaybettiği açıklandı. Sağlık Bakanlığı, Akdeniz
Üniversitesi, Başkent Üniversitesi ve Türkiye Organ
Nakli Derneği’nin ev sahipliğinde düzenlenen
sempozyumda ülkemizde organ bağışının yetersiz
olduğu açıklandı. Akdeniz Üniversitesi Tıp
Fakültesi Organ Nakli Ünitesi başkanı Doç. Dr.
Alper Demirbaş, beş yıl içinde yeterli organ bağışı
gerçekleşmediği takdirde, diyalize mahkum yaşayan
30 bin böbrek hastasının büyük bölümünün hayatını
kaybedeceğini belirtti. Bunları da sırasıyla karaciğer,
kalp, pankreas ve akciğer hastalarının izleyeceğini
açıkladı.! ! ! HAYATA YEN‹DEN MERHABA D‹YEMEZS‹N‹Z AMA DED‹RTEB‹L‹RS‹N‹Z ! ! !
‹htiyacı olan insanların yeniden hayata dönmesini sağlayan organ bağışı ile ilgili bazı soruların cevaplarını aşağıdaki bölümü okuyarak bulabiliriz.
Organ Bağışı Nedir? Kişinin hayatta iken kendi iradesi ile ölümünden sonra doku ve
organlarının başka bir insanın tedavisi için kullanılmasına izin vermenizdir. Organ bağışı görmeyen bir insanın görmesini ya da hayatını diyaliz cihazına bağlı olarak sürdüren bir
böbrek hastasının hayata dönmesini sağlar.
Hangi Organlar Bağışlanabilir? Sağlıklı her organ bağışlanabilir. Ülkemizde: kalp, akciğer, böbrek, karaciğer ve pankreas gibi organlar; kalp kapağı, gözün kornea tabakası, kas ve kemik iliği gibi dokular başarıyla nakledilebilmektedirler. Organlarını bağışlayan bir kişi birçok insana yaşama şansı verebilir.
Organ Bağışını Kimler Yapabilir?Organ bağışı ile ilgili yasa
gereği: organ bağışı yapılabilmek için 18 yaşını doldurmuş
olmak gerekir. Bu isteğin tanıklar huzurunda sözlü ve yaz›l›
olarak yapılması ve ayrıca bunun bir doktor tarafından
onaylanması gerekir. Organ bağışında bulunmak isteyen kişi
yanda görülen”Doku ve Organ Bağış Belge”sini doldurur ve
bu belgeyi bir kimlik gibi sürekli yanında bulundurur.
Organ Nakli Nedir? Görev yapmayacak durumda olan ve
ya hastalık sonucu bedenimize zararlı hale gelen bir organın
yerine sağlam bir organın nakledilmesi işlemine organ nakli
denilir. Organ nakli canlı veya beyin ölümü gerçeklemiş kişilerden alınan organlarla yapılır. Canlı kişilerden organ nakli, organ veren kişinin
yaşamını riske sokmayacak çift organların birini almak ile mümkündür (böbrek, parça
olarak karaciğer ve pankreas gibi).
Organ Nakli Nerede Gerçekleştirilir? Organ nakli Sağlık Bakanlığı ve Üniversite
hastanelerinin “Organ Nakil Merkezleri”nde gerçekleştirilir.
Dayanışma ve yardımlaşma milletimizin
geleneğidir ve toplumsal dayanışmanın güçlenmesini
sağlar. Atatürk’ ün “Millet ve biz yok, birlik halinde
millet var. Biz ve millet ayrı ayrı şeyler değiliz. Ve
şunu katî olarak söyleyeyim ki bir millet, varlığı ve
bağımsızlığı için her şeye girişir ve bu gaye uğrunda
her fedakârlığı yaparsa, muvaffak olmaması mümkün
değildir. Elbette muvaffak olur. Muvaffak olamaz ise
o millet ölmüş demektir. Şu halde millet yaşadıkça ve
her türlü fedakârlıkta bulundukça muvaffak olamaması
hatıra gelmez ve böyle bir şey söz konusu olamaz.”
Sözünde de belirttiği gibi toplumun bütün fertlerinin
daima dayanışma içinde olmaları gerekir. Bir toplumun
ilerleyip gelişebilmesi ve sağlıklı olarak ayakta
durabilmesi için bu kaçınılmaz bir şarttır. Organ bağışı
da toplumsal dayanışmaya ve yardımlaşmaya en güzel
örnektir.
A›k Veysel (Veysel at›ro¤lu)
Âşık Veysel, 1894 yılında Sivas’ın Şarkışla
ilçesine bağlı Sivrialan köyünde dünyaya gelir.
O yıllarda Sivas yöresinde çiçek hastalığı çok
yaygındır. Veysel’in iki kız kardeşi de hayatlarını
bu hastalık sebebiyle kaybetmişlerdir. Veysel,
yedi yaşına girdiğinde Sivas’ta çiçek salgını
yeniden yaygınlaşır ve o da bu hastalığa yakalanır.
Veysel’in sol gözü, çiçek hastalığı sebebiyle
tamamen kör olurken sağ gözünün ise sadece
ışığı seçebilme yeteneği kalır.
Veysel, çok az gören sağ gözü sayesinde
biraz olsun kendi işlerini görebilmektedir. Ancak
bir kaza sonucu bu gözünü de kaybeder.
Bütün aile meydana gelen olaya üzülmüştür.
Kazanın ardından Veysel’in kız kardeşi onu
elinden tutup dolaştırır. Ancak Veysel gittikçe
içine kapanmaktadır.
Veysel’in babası şiire meraklıdır. Veysel’i,
ona halk ozanlarından şiirler okuyup ezberleterek
avutmaya çalışır. Yörenin ozanları da zaman zaman onların evine uğrayıp saz
çalmaktadırlar. Sonunda Veysel bir uğraşı olması için saz çalmayı öğrenmeye başlar.
Âşık Veysel, ilk saz derslerini arkadaşı Âşık Alâ’dan alır. Saz sayesinde körlüğünü biraz
olsun unutur. Kendisini bu işe iyice verir. Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan,
Emrah, Dadaloğlu gibi halk şairlerinden etkilenir. Zamanla türkü yorumunda ve saz
çalmakta ustalaşır.
1931 yılında, Sivas Lisesinde edebiyat öğretmeni olan Ahmet Kutsi Tecer ve arkadaşları Halk Şairleri Bayramı’nı düzenler. Bu etkinlik Veysel’in hayatında bir dönüm noktası olur.
Âşık Veysel, o güne kadar usta şairlerin şiirlerini çalıp söylemiştir. Burada ise Halk Şairleri Bayramı’na katılan bütün şairler, Ahmet Kutsi Tecer’in teklifi üzerine kendilerine ait olan
Cumhuriyet ve Gazi Mustafa Kemal konulu şiirleri söylerler. Âşık Veysel’in gün ışığına
çıkan ilk şiiri de burada söylediği “Atatürk’tür Türkiye’nin ihyası” dizesiyle başlayan şiir
olur.
Sivrialan’ın bağlı olduğu Ağacakışla Kazası Müdürü Ali Rıza Bey, Veysel’in bu
destanını çok beğenir ve Ankara’ya göndermeyi düşünür. Âşık Veysel Ankara’ya kendisi gitmek ister ve arkadaşı ‹brahim ile birlikte üç ay boyunca yürüyerek Ankara’ya gider.
Veysel Ankara’ya, destanını Atatürk’e okuma hevesiyle gitmiştir. Ancak bu fırsatı elde edemez. Destanı, Hakimiyet-i Milliye (Ulus) gazetesinde yayımlanır. Bu olaydan
sonra Anadolu’yu şehir şehir dolaşır ve şiirlerini sazıyla seslendirmeye devam eder.
Köy Enstitülerinde saz ve halk türküleri dersleri verir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, 1965
yılında özel bir kanunla Âşık Veysel’e “Ana dilimize ve millî kültürümüze yaptığı katkılar”
sebebiyle 500 lira maaş bağlar.
Veysel, 21 Mart 1973 günü, doğduğu köy olan Sivrialan’da, sonradan adına müze
olarak düzenlenmiş evde hayata gözlerini yumar.
Âşık Veysel’in adına Şarkışla’da her yıl bir şenlik düzenlenmektedir. Şiirleri, Deyişler
(1944), Sazımdan Sesler (1950) ve Dostlar Beni Hatırlasın (1970) isimli kitaplarında
toplanmış ve eserleri, ölümünden sonra, Bütün Şiirleri adıyla yeniden yayımlanmıştır.




Bu sayfa hakkındaki yorumlar:
Yorumu gönderen: gamze, 29.04.2009 15:41:50:
çok güzel benimde keşke böyle sitem olsa


 

 
  Bugün 5 ziyaretçi (16 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol